21 Şubat 2017 Salı

| Erasmus | Brugge'da ne yenir?

  Merhaba , en önemli işim öğrencilik olduğu malum ve ben de biraz gelişip en ucuz daha da ucuz şeyleri bulmaya çalışıyorum kıdemli öğrencilik çünkü.
  Brugge'da yaşıyorum önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi. Brugge pahalı bir şehir özellikle Avrupa'ya göre ve Belçika'nın diğer şehirlerine göre. Hollanda kadar değil tabi ama gerçekten cebi zorlar. Her sokakta en az 2 tae Belgian Fries satan satıcılar görürsünüz ama fiyatta birbirleriyle yarışır. Ortalam 3-3.5 Euro olan fiyatları var. Ben ne yaptım ne ettim 2 Euro'ya buldum ve gerçekten güzeldi. Yani 4 Euro'ya yiyeceğiniz kızartmadan farklı değildi öyle diyebilirim. Ancak aynı şeyi waffle'lar için söyleyemeyeceğim çünkü waffle'lar ucuzlaştıkça tadı düşüyor. Bu arada waffle dediğimiz şey sadece waffle ekmeği. Üstüne ekleyeceğiniz bir bitter Belçika çikolatası için 1 Euro ödemeniz gerekiyor ekstra. Ya da muz ekleyecekseniz ortalama 2 Euro ödüyorsunuz. Benim size önerim Grote Markt'ta sokaklardan birine girdiğinizde fiyata değil kalabalıklığa bakıp waffle alın.
  Belçika çikolatası ise Brugge'da çok pahalı. Ortalama kilo fiyatı 20 Euro. Tabi 12 Euro'ya da buldum ve çok da güzeldi oradan alacağım Türkiye'ye dönerken. Ama tabi Fresh Belgian Chocolate yazısını görünce farklıdır diye düşünenler olacak. Hayır değil hepsi aynı çikolata ve hepsi de "fresh". Sadece tadarak alın. Ve şunu da eklemek istiyorum burada öyle her çikolata mağazasında size ücretsiz tattırmıyorlar çikolatayı öyle bir şey düşünerek hepsine girmeyin.
  Belçika biraları tabi anlatmakla bitmez. Burada en ucuz bira Jupiler. Tadı sıradan ama Efes'ten kötü. Güzel bir bira istiyorsanız "Chimay , Brugse Zot" gibi hem ucuz hem de her yerde bulabileceğiniz farklı tatlardaki biralardan içebilirsiniz. Daha birçok bira var tabi size yazacağım ve benim tattığım.
  Ayrıca bira fiyatları da şişe başı alırsanız marketten 2 Euro'ya alırsınız.Bir gece kulübüne gittiğinizde ise 3 Euro ödersiniz. Çok da bir farkı yok.
  Şaraplar da çok ucuz eğer sarhoş olmak istiyorsanız şarap alın. Çünkü alkol oranlar yüksek ve dediğim gibi ucuz.
  Sıcak çikolata için. Sadece bira içip geçirmeyin Brugge'u. Çünkü burada onlarca farklı sıcak çikolata çeşidi var. Marshmellowlu , yeşil çaylı , beyaz şaraplı bile gördüm ama henüz denemedim. Hepsinden denemelisiniz.
  Midye çok meşhur ve maalesef restoranlarda oturup yemeniz gerekiyor. ŞAyet eğer marketlerden alırsanız da ısıtmanız gerek. Ancak marketlerdekinden istediğiniz tadı alabileceğinizi sanmıyorum. Kilosunu 3,5 Euro'ya Lidl , Aldi gibi marketlerden bulabilirsiniz. Ancak dışarıda restoranda yemek isterseniz bir kovasına 25 Euro ödemek zorunda kalabilirsiniz. Bu arad midyelerin içinde pirinç yok bizimkilerden farklı olarak. Sade olarak servis ediliyor.



13 Şubat 2017 Pazartesi

| Erasmus | Okul Günlükleri

Herkese Merhaba

  Okul başlayınca gezmeler tabi biraz beklemede. Maalesef her gün gezme gibi bir şansınız yok. Bu benim okulumla alakalı aslında daha çok çünkü diğer ülkelerde ve Belçika'nın diğer okullarında böyle bir sorun yok haftanın 5 günü okula gitme gibi bir durum olmayabilir. Benim derslerimin haftanın 5 günü olmasının yanı sıra birçok dersim sabah 9.30'dan 17.00'a kadar sürüyor. Öğle arası ise 12.45'ten 13.45'e kadar. Ve dersler tamamen blok. Sabah girdiğiniz dersin ilk 2 saati aralıksız derstesiniz. Hocaya göre değişen bir şey var o da aralar. Mesela hiç ara vermeyen hoca var veren de 10 dk veriyor. Sonrasında 1 saat daha. Ve ders saatleri değişmiyor. Kaç yazıyorsa o saatte bitiyor. Bizdeki gibi 17.00 yazıyor da 16.00'da hoca bıraktı gibi bir durumumuz yok maalesef. Ders bitse bile hocaların mutlaka dersle alakalı bir etkinlikleri oluyor ve saati dolduruyorlar. Bu arada dersler çok eğlenceli yani işleniş şekli çok eğlenceli. Sürekli bilgisayar götürmemiz gerekiyor aslında bu durumdan çok hoşnut değilim çünkü bilgisayarım sırt çantama sığmıyor 2 çantayla her gün bisiklet sürmek gerçekten çok hoş değil. Bilgisayarlarda ise okula ait bir forum var ve forumda chat yapabiliyorsunuz bu serbest ama kontrol altında tabi ki. Genelde internetten video izlemeli , sunum yapmalı bir anlatım söz konusu. Yani videolar üzerinden ödev yapıyoruz. Ya da video hazırlıyoruz. Partnerli çalışmalar çok sık karşılacağınız bir diğer durum.

  Sürekli verilen ödevler evet gerçekten çok fazla veriyorlar ödevleri. Her gün yapacak ödevim oldu geçtiğimiz hafta mesela. Ki ilk hafta olmasına rağmen oturup 2 saat boyunca ödev yaptım. Translate kısmında biraz aksaklık olabiliyor çünkü terminaloji her derste çok fazla var. İngilizce anlatılıyor her ders tabi ki ama aksanlı olabiliyor çoğu bu durumda zorlanmanız olası.

  Okul çok güzel biraz bundan bahsetmeliyim. Gördüğüm en güzel okul kütüphanesi. Sistem olarak aslında. İçinde kutu oyunlarının olduğu bir arşiv var okulda. Bu en sevdiğim şey tabi ki. Bilgisayar kullanımları ücretsiz. Fotokopi ücretsiz ve printer kullanmak da ücretsiz. Ancak burada sanıldığı gibi kağıt ucuz değil. Defterler gerçekten ucuz değil. Bu konuda dilim biraz yandı.


  Bilgisayar klavyeleri çok çok farklı. Benim asla rastlamadığım bir klavye şekilleri var.
Şu şekilde. Mesela rakamları yazmak için shift tuşuna basmanız gerekiyor gibi.

  Okulun yemekhanesi çok iyi ve ucuz. Aslında ucuz değil ama dışarıda yediğiniz yemekten ucuz. Genelde domuz eti çıktığı için daha hiç tadmadım yemekleri ama çok ferah ve büyük bir salonu var ve herkes bu salonu dolduruyor. 
   
  Mizah seviyesi yüksek olan okulumun bir de büfesi var adı The Bread Pit . Ama içinde sandviç ve hamur işi satılıyor.
  
  Buralarda insanların yedikleri birkaç şey var. Bunlar makarna , sandviç , patates kızartması ve döner. Daha başka birçok seçenek var ama başka şey yiyen görmedim.

  Bir de merkeze yakın bir kebapçı var kendisi Azeri ama Türk'üm diyor. Kapısında Türk Bayrağı var. İçerisi ne zaman gitsem kalabalık insanlar kebaba ve dönere bayılıyor. Ayrıca Kızılay maden suyu da bulabilirsiniz. Müdavimiyim.

Birkaç Brugge fotoğrafı da ekleyeyim.


5 Şubat 2017 Pazar

Belçika Bira Festivali




Yeniden..
Bugün bira festivali başladı. başladı derken sadece 2 gün sürüyor sabah 10'da başlayıp akşam 10'da bitiyor. Sanıldığı gibi Bira Festivali'nde her bira bedava değil.Hatta hiçbir bira bedava değil. Ancak kupon ve bardak satın alıyorsunuz ve her kupon karşılığında bir bardak bira deniyorsunuz.

 Festivalde toplam 350 çeşit bira var. Tabi paranız el verdiği kadar deneyin derim. Sarhoş olmak da cabası bir yandan. Fiyatlar ucuz olmadığından sadece tek seferlik alabildim bira bardağımı. 15 Euro karşılığında 5 biralık kupon alıyorsunuz. Ya da ikili eşleşerek 30 Euro verip 11 kupon alabiliyorsunuz. Bu şekilde minimum 5 bira denemiş oluyorsunuz.




  Ben biradan nefret eden biri olarak buraya gelmişken bu fırsat kaçmaz diyerek denedim tabi ki. Meşhur siyah bira ilk denediklerimden biriydi. Tadı iğrenç alkol oranı %14. Gerçekten çok kötü bir tadı var ancak biradan hoşlanan ve alkole dayanıklı olanlar her bira standından siyah bira aldı bunu gözlemledim diyebilirim.

  Meyveli biralardan denedim tabi ki. Hem tadını katlanabilir kılsın hem de denemiş olayım diye. Muzlu , elmalı , çilekli , vişneli , hindistan cevizli denedim. Tabi hepsini tek içmedim. Arkadaşlarımdan tattım çoğunu. Normal bira en garantisi her zaman söylüyorum bunu ama illa meyveli deneyelim ve paramız boşa gitmesin derseniz elmalı ve vişneli deneyin diğerleri çok kötü.

  Festival Brugge'da oldu ve Grote Markt'ta Belfort Tower'ın hemen önünde kurulan çadırda yapıldı. Bu yüzden ulaşım da çok kolaydı ve hemen her Avrupa ülkesinden insan görebildik. Ve tabi ki Türkleri de çok fazla gördük. Tabi insan seviniyor.

  Festival haftasonu boyunca devam ediyormuş. Yani bir önceki günden kalan kuponlarınızı diğer gün bardağınızı götürmek kaydıyla kullanabilirsiniz. Biz biraz geç gittiğimiz için saat 8 civarında oradaydık. Tabi 2 saatte 5 birayı benim bünyem kaldırmazdı. Ben de kuponlarımın hepsiyle bira alamadım.

  Festival sırasında bardağım düştü ve kırıldı. Bunun telafisi için bir bira standından bardak istedim ve 2 kupon karşılığında hem bardak hem bira verebilirim dedi. Benim için içtiklerim ve tattıklarım yeterliydi zaten. Bu şekilde bardağıma kavuştum . Önemli olan bardak çünkü anılar önemli benim için.

  Bu arada böyle şeyler hayatımızda bir kere yaşanır diyerek bir hatıra kutunuz mutlaka olmalı. Ben her bulduğum şeyi alıp hatıra kutuma atıyorum. Bardak da bunun için önemli. Diğer standlardan da bardak altlıkları topladım. Şimdiden odamın bir dekorasyonu haline geldiler. Hepsini duvarlara yapıştırdım. Türkiye'ye dönerken de yanımda götüreceğim.

 Bira festivali bu şekildeydi. Güzel bir gündü. Kalabalık bir grup olduğumuz için eğlenceli geçti. Ardından da bir yerlere gittik tabi ki. Bu şekilde kalabalık gidilirse daha güvenilir ve daha eğlenceli olacağını düşünüyorum.

Festivalin internet sitesini inceleyebilirsiniz. İngilizce dil seçeneği de mevcut.


 Görüşmek üzere....

3 Şubat 2017 Cuma

| Erasmus | Brugge is the best!

Brugge'dan herkese merhaba!

Bugün oryantasyon haftasının son günüydü ve kapanışı Brugge'u yani yaşadığımız yeri gezerek yaptık. Kaldığım ev Brugge tren istasyonuna çok yakın konuma ve aynı zamanda Grote Markt'a yani bir nevi Brugge'un merkezine çok yakın. Bu yönden çok şanslıyım. Buluşma yerimiz Grote Markt idi yani yürüyerek sadece 10 dakikada vardık. Ama keşke o yol 1-2 saat sürseydi çünkü normal bir ulaşım yolu olmasına rağmen muazzamdı tıpkı Brugge'un diğer her yeri gibi. Aslında nasıl övsem bilemiyorum gerçekten çünkü Belçika'nın her yeri tarih bunu söylemiştim defalarca ama Brugge ayrı bir tarih barındırıyor. Her yer yeşil ve nehir. Kuzeyin Venedik'i diyorlar gerçekten öyle. Bir sokağın başı ve sonu mutlaka nehre varıyor. Bu gerçekten ister istemez huzur veriyor insana. Burada nasıl durursanız durun isterseniz durmayın hiç farketmez her şekilde çok güzel fotoğraflar çıkabilir. Çünkü her yer muazzam güzel.
  
  Bu arada Brugge ile ilgili şu hiç söylenmiyor ama Brugge'da çok fazla alışveriş seçeneğiniz var. Ve gerçekten moda merkezi Belçika'da burası. Her marka var ve her yer özel tasarım butiklerle dolu. Her 3 dükkandan biri çikolatacı bildiğiniz üzere ve diğer kalanlar ise butik zaten.
  Brugge pahalı bir şehir genel olarak ama paranızı verimli şeylere harcarsanız pahalı olmayan yerleri de keşfedebilirsiniz. Waffle yemek isteyebilirsiniz doğal olarak ve ucuzunu bulursunuz ya da burger yemek isterseniz McDonald's'tan başka bir sürü ucuz seçeneğiniz var. Kahve her yerde aynı fiyat yani 3-4 Euro arası değişiyor. 

  Ulaşımı faytonlarla yapabilirsiniz her yeri gezebilirsiniz. Ya da tur otobüslerini kullanabilirsiniz. Ya da bisiklet kiralayabilirsiniz. Ama size önerim yürüyün çünkü asla bıkmayacaksınız. 

  Önerim ise Brugge'u gezerken bir rehberinizin olması. Bunu bulmanız biraz zor olabilir bu yüzden rehberi olan bir tur ya da bir grup görüne hemen dahil olun ve bu asla garip bir şey değil bu şekilde tüm şehri gezebilirsiniz. 

  Brugge gerçekten 1 günde bitecek bir şehir değil yani en azından 3 gününüzü harcayabilirsiniz. Buradaki kiliselerde genelde ayinler yapılıyor bunu da eklemek isterim. Yemek yemek için kesinlikle çok para harcamayın atıştırın Brugge'da  yemek de çok pahalı dediğim gibi. Bir şeyler satın almak için market zincirlerini ve kıyafet zincirlerini tercih edin ki bu daha ucuz demektir.

 Brugge'da aynı zamanda çok öğrenci var ve çok fazla turist var bu da sizin kendi yurttaşınıza rastlama olasılığınızı artırıyor. Her yerde Türkler var kesinlikle.

  Bira festivalleri genelde Brugge'da oluyor. Eğer birine denk gelirseniz çok şanslısınız demektir.

Brugge ile ilgili saatlerce ve cümlelerce yazabilirim ancak bu kadar bilgi vermek için yeterli sanırım eğer bir sorunuz olursa yorum yazabilirsiniz.

Diğer yazıda görüşmek üzere!

2 Şubat 2017 Perşembe

| Erasmus | Belçika'daki günlerim!

 Belçika'daki 3. günüm bugün ve her şey yolunda. Burada her şehir her sokak ayrı güzel kesinlikle. Hava gerçekten çok soğuk bugün biraz güneş göründü ancak hiç etkisi olmadı. Tüm Antwerp'ü donarak gezdik diğer günler gibi.
  Evet anlaşılacağı üzere bugün Anterp'ü gezdik. Dün de Kortrijk'deydik. Antwerp gördüğüm en güzel yerlerden biri. Aşırı güzel mimariler çok süslü kiliseler tarihi sokaklar hepsi birbirinden güzeldi. Belçika'nın özelliği genel olarak bu aslında her yer tarihi. Yeni binalar bile eski görünümlü yapılmış ve şehrin eski haliyle yeni hali iç içe. Her sokak tarihi. Herhangi bir evin önünde duran ve o evi anlatan bir rehberle karşılaşma olasılığınız yüksek. Çünkü normal bir ev bile aslında tarih burada.
  Antwerp'te aslında şehri 2 ye bölen bir nehir mevcut. Bu nehrin özelliği nehir boyunca iki yakayı bağlayan bir köprünün bulunmaması. Sebebi ise şehrin bir yakasını Almanlar diğer yakası ise Flamanlar işgal ediyor. Böyle olunca da iki düşman birbirine bağlanmak istemiyor tabi ki. Tabi o zamandan bu zamana çok şey değişiyor ancak tarihi korumak adına yine de köprü inşa edilmiyor. Şehrin iki yakasında da karşılıklı şekidle yapılmış kahverengi binaların arasından denizaltı köprü kuruluyor. Bu köprüyü sadece yayalar ve bisikletliler kullanabiliyor ve yeraltına inmek için çok eski yürüyen merdivenler ya da 40 kişilik devasa bir asansörü kullanıyorsunz. Bu asansörün içine 40 insan sığabiliyor yani aşırı büyük bir asansör. Ve aynı zamanda acil durumlar için de mini ambulans dedikleri ve buraya ait olan bir ambulans sığabiliyor. Tünelin bir ucndan diğer ucuna 1,5 saat süre ile yürüyerek ulaşabiliyorsunuz.

   Aynı zamanda Antwerp'te bol bol fotoğraf çekebiliyorsunuz. Her adımınızda güzel fotoğraf çıkabiliyor. Şehrin ortasında kocamandan da kocaman bir kilise bulunuyor. İçini gördüğümde nereye bakacağımı şaşırmıştım çünkü her yer süslüydü her yerde bir yaldız ya da statü bulunuyor.

  Bu arada Antwerp'te herhangi bir evin ya da dükkanın köşesinde Meryem heykeli görmeniz çok olası. Hemen her binada gösterişli bir Meryem heykeli görebilirsiniz.

  Belçika'daki ilk biramı Kortrijk'te ilk waffle'ımı ise Antwerp'te aldım. Bira kirazlıydı ve sadece kiraz suyu gibiydi alkol oranı yüksekti tadı da enfesti. Waffle ise sade denedim ve çok doyurucuydu. 2.50 Euro'ya sadece waffle kısmını aldım ve yedim. Yanına da soda içtim ki burada sodayı sık sık göreceksinizdir.

  Aldi diye bir marketler zinciri de var Belçika'nın bu zincir çok ucuz bir market zinciri. Ve bugün ilk alışverişimi de yaptım. Yumurta , yoğurt , meyve , süt , dondurulmuş salata , konserve sebze .. ne ararsanız her şeyi Belçika'da bulabilirsiniz.

  Para çekme olayından da bahsetmek istiyorum ki burda BNP Paribas Fortis diye bir banka var Türkiye'deki TEB ile anlaşmalı. Ücretsiz şekilde para çekebiliyorsunuz ve sık sık bu bankaya rastlaycağınız için her köşe başında bulabilirsiniz.

  Ulaşım konusunda henüz bir deneyimim olmadı ancak mutlaka bir bisikletiniz olmalı burada. Çünkü hayatınızı çok kolaylaştırıyor ve her zaman lazım oluyor.

Diğer yazıda görüşmek üzere..