6 Ocak 2018 Cumartesi

Astronomik saat neden bu kadar popüler?


Tarihi 

Charles Universitesi Profesörü Hanus Usta tarafından tamamen turistik amaçlı yapılmış olmasıyla başlıyorum yazıya.
Bildiğiniz gibi her an milyonlarca turist çekme potansiyeline sahip tarihi bir yapı. Prag'ın göbeğinde en meşhur alanda bulunur. Etrafındaki tarihi yapılarla , değişik zamanlarda yapılmış kiliselerle harika bir manzaraya bakmanızı sağlar.
Prag'ın sahip olduğu bu güzelliklere bir tane daha eklemek istenmiş ve turist çekmek için bu kule dikilmiş.
Orijinal adı Orloj olan bu kule şehrin tam ortasında yer alır.
Old Town Square diye geçen bu alanda ziyaret edebileceğiniz birçok kilise ve eski bina bulunur. 12 tane burç bu saatin üzerinde 12 dilimde gösterilir.
Saat her saat başı çalıyor. Ve rahibe gösterileri oluyor. Gerçek rahibeler değil belki de rahibe değiller. Ancak her saat başı birer dakika küçük pencereden figürlerin geçtiğini görebilirsiniz.
Gösteriyi karanlık ve ölümü simgeleyen figür çanı çalarak başlatır. Horoz da öter ancak yakınsanız duyabilirsiniz. Bu gösteri animasyon şeklindedir ve figürlerin çoğu hareketlenir.
Aslında yapılış amacı insanlığa bir mesaj vermektir. Bu mesaj ise "Herkes geldiği yere yani toprağa geri dönecektir." mesajıdır. Ayrıca çevre imparatorluklardan ve Dünyanın her yerinden bu saati görmeye gelenler Hanus Usta'dan saati nasıl yaptığına dair bilgiler almaya çalışırlar. Ancak Hanus Usta asla söylemez ve çok büyük değerlere teklif edilen rüşvetleri de kabul etmez. Bunun üzerine de Hanus Usta'yı korumaya çalışarak hükümet Hanus Usta'nın gözlerini bilerek kör ederler. Amaça Hanus Usta'nın maharetlerinden başka kimseler yararlanmasındır. Bunun üzerine Hanus Usta da saate büyük bir zarar verir ve yüzyıllarca bu zararı kimse tamir edemez. Restoresi 16.yüzyılda tamamlansa da Almanya ikinci dünya savaşı sırasında saate ve çevresindeki önemli tarihi ve sanatsal binalara kapanmayacak zararlar verir.


Saatte;
  • Osmanlı Yeniçerisi
  • Ölüm figürü yani iskelet
  • Mavi renk ve kahverengi renk bulunur. Mavi gökyüzü kahverengi ise toprak demektir.

Saatteki semboller ve anlamları
  • ·         Aynaya bakan figür: Kendini beğenmişlik
    ·         İskelet: Ölüm
    ·         Altın bir kese tutan figür: Açgözlülük
    ·         Osmanlı Figürü: Eğlence

Nerededir,nasıl gidilir?

Prag metroda indiğinizde kalabalığı takip edip arka tarafa doğru yürüyebilirsiniz. Kristalcilerin ve meşhur müzelerinin arasından geçerek ulaşabilirsiniz. 

Gitmişken şunu da yapın...
Kuleye tırmanın. Hatta tırmandıktan sonra kulenin hemen karşı tarafında bulunan Avrupa'nın en eski kiliselerinden biri olan siyah kiliseye girin. Harika manzaralarla karşılaşacaksınız.
Ee tabi Prag gibi bir yerde Trdelnik de yemeyi unutmayın...

Kule ziyaret günleri ve saatleri: Kasım-Mart ayları arasında pazartesi günleri 11.00-17.00
Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, cumartesi ve pazar günleri 09.00-17.00
Nisan-Ekim ayları arasında pazartesi günleri 11.00-18.00
Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, cumartesi ve pazar günleri 09.00-18.00
Kule giriş ücreti: Tam bilet 110 CZK, indirimli bilet 70 CZK.


Belçika'da yaşasaydınız bir kış gününüz nasıl geçerdi?

De Haan / Brugge
Instagram/alafrangatik
  
 Günaydın 💥 Her şeyden önce bugünün geri dönüşüm poşetlerini kapının önüne koyma günü olup olmadığını kontrol ettiniz. Mavi poşetlerin yani tamamen geri dönüştürülebilir olan atıkların poşetini haftada iki kez yaptığınız gibi biriktirdiniz ve kapının önüne koydunuz.
  Sabah muhtemelen kapalı bir havaya uyanırdınız. Pencerenizi açar dışarıda köpeklerini gezdirenlere🐾, eve,okula ya da işe bisikletle gidenlere, yayalara yol vermek için herhangi bir yerde duran otomobillere ve yaşayan insan nüfusundan çok bisikletlerle güne başladınız. Kahvaltınız sadece 2 çeşit olacaktır maalesef. Kruvasan+kahve , corn flakes ya da kendine dikkat eden ve sağlıklı yaşamayı seçen sıradan bir Belçika vatandaşı gibi yulaf ezmesi -yoğurt ile- + sade kahve.🍵


  Bunun ardına tuvalete gittiniz ve asla el yüz yıkamadınız çünkü öyle bir alışkanlığınız yok.
  Tuvaletinizi yaptınız ve hop terk ettiniz tuvaleti ( peçete ve taharet musluğu mu? o da ne siz Belçika'da yaşıyorsunuz)!
  Eğer çalışıyorsanız koşarak işe gittiniz yani koşarak değil bisikletle. Çünkü işinizi ve bu hayatı çok seviyorsunuz aşırı işinize bağlısınız. İngilizce, Felemenkçe , Fransızca ve büyük çoğunlukla Almanca'yı da biliyorsunuz. Hatta üniversiteye gitmeden bu dillere hakim oldunuz çünkü eğitim sisteminiz çok güzel. 👸
  Bisikletinizi sürerek işe gittiniz , işinizin gerektirdiğinden çok daha fazla efor sarf ettiniz ve 17'de işten çıktınız. Süpermarketlerden birine girdiniz, Bu muhtemel olarak Aldi ya da Lidl oldu. Evinize yakınsa Del Haize ya da Carrefour. Neyse girdiniz ve aklınızda akşam yemeğiniz var.
Akşam yemeği yapacaksınız. Makarna yapmak istediniz çünkü sadece 30 cent vereceksiniz makarnaya. Pesto, domates ya da acı soslara da verdiğiniz 45 cent ile bir makarna yapabileceğinizi düşündünüz. Sonra sebze yemeği yapmak istediniz ama bir karnabaharın -orta büyüklükte- 4 euro olduğunu görüp vazgeçtiniz. Ya da biberlerin taneyle satıldığı reyona gidip tek bir bibere 1 euro , bir salatalığa 2 Euro vermekten vazgeçtiniz. Neyse doğranmış sebze alın en iyisi paketlenmiş ve ucuz.
1 Euro'ya karışık marul ve yeşillik paketi aldınız. Yanına bir dondurulmuş balık almak isterseniz 5 Euro küçük bir balığa ödeyecektiniz ya da domuz etine yarım kilosu için sadece 3 Euro ödeyecektiniz. Eee.. Tabi ki domuz eti aldınız. 
  Akşam yemeği ve de Avrupa yani et varsa yanına şarap ya da bira alacaksınız. 33 Cent'e kutu bira ya da 1 Euro'ya orta güzellikte bir şişe şarap aldınız. Ekmek reyonuna geldiniz.
 Cevizli , tam tahıllı, doğranmış , sütlü, yulaflı, glutensiz ve bir sürü çeşit ekmek gördünüz. Kararsız kalmadınız çünkü orada kocamaan bir ekmek sadece 1,5 Euro duruyorken onu aldınız.
  Belçika'da yemek sonrası yenecek meyveler veya tatlılar alınırken çikolata bölümünde düşünülmez. Ya Cote Do'r alırsınız , milka ya da praline alırsınız. Bunun yanında cips reyonundan da 50-60 Cent'e çeşitli cipsler aldınız ve meyve sebze reyonuna gittiniz.
                                          
  Bir kilo elmanın 2 Euro olduğunu görünce hemmen aldınız çünkü armut, portakal, ananas, kavun , çilek gibi sevdiğiniz meyvelerin ortalama fiyatlardan yüksek olduğunu görüp düşünmediniz bile. He bir de muz tabi ucuz, aldınız.
  Sabah kahvaltıya da farklı bir peynir türü alayım derken çeşitlerin arasında kayboldunuz. Cevizli incirli, eriyen cheddar, Brie, kaşarlar, yıllanmış tuzlu peynirler, sürülebilir otlu ve acılı peynirler, dili sandviç peynirleri derke gözünüz yoruldu vazgeçtiniz. Sabaha yoğurt alın çünkü siz Belçikalısınız ve yulaf yiyeceksiniz. Sabah kaçamak yapmak istediniz ve şekerli yoğurt aldınız. Ya da yaban mersinli ya da ananaslı ya da hindistan cevizi sütünden.. Of bu da zor iş!
  Hah su alacaksınız.
  Ama acaba gazlı su mu aldığınız yoksa normal su mu?
  Çünkü ikisinin arasında görünen tek fark şişenin kapak rengi. Üstünde sparkling yazmıyor. Siz de dışarıdan göremiyorsunuz. Neyse şans eseri aldınız. 2 lt suya 70 Cent ödediniz.
  Coca-Cola alın da evde dursun. 6'lı kutu kolaya 4 Euro ödediniz maalesef.
  Sabununuz bittiyse 1 euro , diş macununuz bittiyse 1 Euro hatta deodorantınız bittiyse de 1 Euro ödeyip hemen yenilersiniz n'olacak?
Çıkarken de yumurta , süt alayım de evde kalsın diye düşündünüz. 12'li yumurta 3Euro ve sütün kutusu da 2 Euro aldınız ve kasaya ilerlediniz.
Kasada tabi poşetinizin olmadığını fark ettiniz. Her poşet 20 cent ödeyin ödeyebildiğiniz kadar.

  Çıkarken de iyi akşamlar dediniz ve teşekkür ettiniz çünkü unutmazsınız ve her zaman gülümsersiniz. 
  Ama şimdi bu kadar markette oyalandıktan sonra baktınız saat 18. 
Soğuk bir kış günüyse her yer kapalı. Dükkanlar, marketler, alışveriş yapılacak mağazalar, postane, bankalar, pizzacı... Hatta çikolata dükkanı ve waffle dükkanları bile kapalı. Yapacak bir şey yok eve gittiniz.
Yemek pişirdiniz ve sadece çok küçük bir porsiyonla doydunuz. Asla televizyon izlemezsiniz sadece yarınki günü planlarsınız. Akşam 22 gibi de uyursunuz.
 Uyumadan önce de nasıl güzel bir yerde yaşadığınızı , yeşillerin bol olduğu ve tek kusurunun havanın kötü olması gibi güzel şeyler düşünürsünüz. Evlerin tek katlı ya da en fazla iki katlı olmasının verdiği çevre güzelliği... Geri dönüşümün ülke genelinde bir kültür haline gelmesini düşünüp farkındalığınızı artırırsınız. Çok kitap okursunuz ve birbirinize karşı hep saygılısınız. Yerlere çöp atmaz birine karşı asla sesinizi yükseltmezsiniz.
  Gününüz bu kadar bol alışverişli az sosyalleşmeli. Günün güzel olduğu bir Belçika gününde görüşürüz! 💫