Fotoğraf: La Sagrada Familia’nın önünden canım İspanyol
arkadaşlarım!
Barcelona Katedrali
Erasmus’un son günlerinde çıktığım 1 haftalık küçük Avrupa turunun başlangıç noktası olan Barcelona’ya 35 Euro’luk bir bilet bularak gittik.Sabahın erken saatlerinde vardığımız şehrin uçaktan görüntüsünü görür görmez heyecanlandım . İspanya olan hayranlığım daha hiç görmemişken bu kadar fazlaysa uçaktan indiğimdeki halimi düşünün.
Barcelona tüm Dünya’nın
merak ettiği ve sevdiği şehir çünkü herkesin her zevkine hitap ediyor.
Hırsızlıklarıyla meşhur olsa da çantanıza iyi baktığınız süreceve turist
olduğunuzu belli etmediğiniz sürece çok rahat geçirebilirsiniz vaktinizi.
Barcelona benim şu ana
kadar gördüğüm en etkileyici yerlerden biri. Neden mi? Çünkü Barcelona'da
istediğiniz ve hayal ettiğiniz her şey var. Yani her şeye sahip
olabilirsiniz.Güzel ve nemsiz bir hava , doğal insanlar , doğal yiyecek ve
içecekler ki Türkiye'den giden ve Avrupa'da yaşamaya başlayanların korkulu
rüyası kocaman salatalıklar ya da hormonlu sarı pembe domatesler , bulunamaya
sebzeler gibi şeylerdir. Ancak İspanya'nın ülke genelindeki yerel pazarları her
yerde olduğu gibi Barcelona'da da çok meşhur. Ve hemen her gün kurulan
pazarlarına özel pazar yerleri de var. İçinde karnınızı doyurabileceğiniz yemek
bölümleri , vegan , vejetareyen yemek çeşitleri , turşucular , kuru balıkçılar
binbir çeşit meyve sebze her şeyi bulabilirsiniz. Aynı zamanda Barcelona'da
şehrin denize kıyısının olması da havasını bu kadar güzelleştiren şeylerden.
Avrupa'nın en sıcak bölgesinde yer almasına rağmen bizim Akdeniz havasından
daha yüksek ortalamaya sahip olmasına rağmen asla terletmeyen bir havası var.
Yani öğlen 12'de de dışarı çıksanız o güneş sizi rahatsız etmiyor.
Casa Battlo
Hani meşhur bir
fotoğrafı vardır ya Barcelona'ın kuş bakışı , evleri blok blok karelenmiş
şekilde. Heh aynen öyle gerçekten. Her sokak dümdüz yürüdüdüğünüzde sizi bir
yerlere çıkarıyor. La Sagrada Familia gibi koruma altında olan kültür mirasının
en önemli eserlerinden birine ulaşmak için şehir merkezinde dümdüz yukarı
yürüseniz ulaşırsınız. Barselona Katedrali içinse sol tarafa yürümeniz yeterli.
Gitmişken Barcelona Barça Store'lara da uğrayın ama baya pahalı şimdiden
söyleyim. Bunun yerine hemen her sokakt 3-4 tane bulunan Çin dükkanlarında
Barça'ya ait birkaç hatıra alabilirsiniz. Ama bir lisanslı ürün olsun derseniz
de Barça'ya ait Barça Store'dan alacağınız bir anahtarlık 6-7 Euro , atkı 18
Euro , Formalar ise 60 -90 Euro arasında fiyatlanmış. Ben gelirken abime bir
orijinal anahtarlık bir kalem ve Çin dükkanından birkaç rozet aldım. Hem yükte
hafif oldu hem de az pahalı oldu ve ucuz kurtulabildim.
Barcelona'nın kuru
etleri çok meşhurdur. Marcedona gibi ucuz akışveriş marketlerine girerek kuru
etlerini ,alkolsüz şaraplarını , tapaslarını , patatesli omletlerini , soğuk
domatesli çorbalarını , tacos aromalı biftekli cipslerini denemelisiniz. Hatta
yerel marketleri bulursanız dalın için çünkü humusları ve zeytinleri çok
meşhurdur buranın. Kayısılı kurabiyeleri , bizim Rulokat'ımızın sadesi , balık
konserveleri binbir çeşittedir ve hepsini denemek isteseniz bile 1 hafta
yetmeyecektir size. Hatta içi ançüezli bir de yeşil zeytinleri var ki
muazzam. Barcelona için bir de çok önemli bir mimar var ki adı Gaudi. Gaudi
Barcelona’ya bir mimari kazandırıyor. Ve bu evi ilk yaptığında mahalle halkı
Gaudi’ye “Ucube” diyorlar ve ei hiç beğenmiyorlar. Yıkma kararı verdiklerinde
ise Gaudi yıkılmasına karşı geliyor ve ben ülkeyi terk ederim ama yeter ki
yıkmayın evimi diyor ve terk ediyor. Yaklaşık 8 yıllık bir sürgün sonunda Gaudi
memleketine geliyor ve bir bakıyor ki şehrin hemen hepsi kendi yaptığı ev
tarzında yapılmış ve halk Gaudi’yi hayranlıkla karşılıyor. O günden sonra da
Gaudi Barcelona’nın mimarisinin babası olarak kabul ediliyor. Gittiğinizde
göreceğiniz şeylerden en önemlisi de Barcelona’nın mimarisinin muazzamlığı.
Gerçekten her sokak her ev hatta tuvaletler bile muhteşem birer eser. Bunun
sebebi Gaudi’nin yaratıcılığı ve yeteneği.
Barcelona’da toplu taşıma
çok kolay amma ve lakin akşam iş çıkışlarında uzak durulması gereken bir
trafiği de var. Bunun için hiç üşenmeden yürüyün yürüyebildiğiniz kadar.
Biz bir airBnb evi tuttuk
ve kişi başı 20 Euro ödedik 2 gece için. Yani gayet uygun bir rakam. Şehrin
ortasında en meşhur caddesi olan La Rambla’ya 2 dk mesafede güzel bir evde
kaldık.
Erasmus boyunca en yakın
arkadaşım İspanyol’du ve benim İspanya’ya olan hayranlığımı bildiği için bu
güzel geziyi planladı. Biz de Barcelona’yı 2 Türk ve 2 İspanyol gezdik ve çok
güzel bir geziydi.
Ara sokaklara girdikçe sizi
menüleriyle sokakları koku ziyafetine dönüştüren restoranlar karşılıyor. Tapa
menüleri , pizzalar gibi çok seçeneğiniz bir menüde buluştuğu öğrenci işi
yemeklerden yiyebilirsiniz. Mesela bir balık , 3 tapas , 1 de içeceği 10 Euro’ya
yiyebilirsiniz. Aslında Tapas biz yemedik çünkü ekmek üstüne birkaç parça bir
şeyler uzun süreli tokluk sağlamadığı için hem doyurucu hem de ucuz şeyler
aradık. Barcelona’nın ünlü pizzacılarının olduğu ara bir sokakta balıklı bir
pizza yedik ve gerçekten tadı harikaydı. Zeytinyağları , peynirleri ve küçük
domatesli ekmekleri size ortaya getiren garsonların olduğu bir mekana girdik ve
tahmin edin noldu? Öğrenciyiz diye bize sadece domatesli ekmek geldi. Olsundu.
Soğuk domates çorbaları
benim bayıldığım bir şey. Herhangi bir marketten 3x200 ml paketleri 2 Euro’ya alabilirsiniz.
Aslında bir öğün yerine geçebilecek büyüklükte ve doyuruculukta olsa da
marketler ucuz oldukça biz yanına kişler , tacolar falan aldık ve baya doyduk.
Hindistan cevizi de çok ucuz burada bu arada.
Diğer gün Churros denemek
istedik ama Katalan Bölgesi’nde Churros bulmanın bu kadar zor olduğunu
bilmiyorduk. Küçük bir dükkanda bulduk ki genelde Churros’lar çikolatalı sosla
ve şekerle ikram edilir. Bu servis şekli değişikli gösterebiliyor yani
Çikolatalı soslar yanına getirilebilir ya da üstüne dökülebilir belli olmuyor.
6 tane Churros’u 4 Euro’ya yiyebiliyorsunuz arkadaşlar ben beğenmediğim için 1
tane yiyebildim. Biz daha öncesinde Brugge’daki festivalde yemiştik ki
bildiğiniz halka tatlı gibiydi tadı o da kötüydü bu da kötüydü. Sanırım sırf
güzel bir Churros yemek içi Madrid’e gidecem gibi.
Barcelona’da aynı zamanda
her an karşınıza festival çıkabilir yani her gün eğlenceli bir şeyler şehrin
her bölgesinde oluyor. Bunun için özel konserleri yakalamak hariç hiçbir şey
yapmanıza gerek yok o sizi buluyor.
Ulaşım içinse havaalanı
için yani shuttle bus’lar yine şehrin tam ortasından kalkıyor. 5-6 Euro’ya
şehrin içindeki havalimanına gidebilirsiniz.
Not kere not : Barcelona halkı Katalanlar olarak İspanya’dan
ayrılmak istiyorlar. Bunun başlıca sebebi ise İspanya’nın en büyük gelir kaynağının
Barcelona olması. Yani Barcelona’da yaşayan insanlar biz İspanya’ya
kazandırıyoruz ama İspanya bize kazandırmıyor gibi düşünüyorlar Bundan dolayı
her sokakta “si!” yani “Evet!” yazılı pankartlar görebilirsiniz. Bunun sebebi
ise “Evet biz özerklik kurmak istiyoruz İspanya’dan
ayrılmak istiyoruz” demektir. Zaten hali hazırda İspanya bölünmüş bir ülkedir.
Yani 17 özerk bölge ve 2 özerk şehri vardır. Birden fazla da aksan ve
diyalektik farkı bulunuyor.
İşte böyle muhteşem bir Barcelona
maceram oldu. Hala taşınıp yaşamak istediğim şehir Barcelona. Keşke ömrüm orda
geçse!
Not: Zara , Pull and Bear
,Bershka gibi Inditex Grubu’nun tüm mağazaları İspanyol oldukları için
özellikle Katalan bölgesinde çok uygun fiyatlara sahipler. Yani alışverişinizi
yapabilirsiniz.