4 Eylül 2018 Salı

Gaudi’nin açık hava müzesi Barselona’nın “sıradan” evleri! | Antoni Gaudi



  Barselona sokaklarında sadece şöyle 1 saatlik bir yürüyüş rotası oluşturun. Bu rota herhangi bir yere gidiş rotanız olsun. Yani öyle ünlü caddelerin üstünde değil sıradan bir mahalleden merkeze doğru iniş caddesi mesela.
  
  Size büyülenmeyi vaad ediyor bu rota işte. Herhangi bir köşe başında , aralara sıkışmış apartmanlarda, bir cafenin üstünde veya bir işyeri olarak kullanılan bir bina olabilir. Sadece birkaç motifle mimariyi estetikle buluşturmuşlar.

  İnsanların yaşadıkları evler genelde apartman daireleri ve çok küçük. Bu apartmanlar içten oldukça bakımsız ve eskidir kesin. Ama dışardan ne kadar estetik görünüyorsa ne kadar motiflerle süslenmişse bir o kadar eski demektir.

  Yenilemeye çalıştıkları Barselona şehirden oldukça uzak. Daha çok kuzey kısmında ve batı kısmında yeni şehri görebilirsiniz. Ama yeni yapılan binaları da absürt bir yenilikle tasarlamamışlar. Modernize edilmiş Gaudi Barselona’sından bahsediyorum.

  Benim okulumdan merkeze doğru inerken bir gün sadece 1 saat içinde çektiğim birkaç köşebaşı-apartman fotoğraflarından bir galeri oluşturmak istedim.

  Gaudi’nin kim olduğunu öğrenmek isteyenler için postun sonunda küçük bir açıklama bıraktım.

P.S: Fotoğrafların bazılarını bisikletle bazıların yürürken çektim ve efektsiz koydum. Kaliteler için şimdiden özür.

 1.Geceye kaldığımda şarjımın bitmesi sonucu sadece tek fotoğraf bu.


2.

 3.
 4.
 5.
 6.
 7.
 8.
 9.
 10.
 11.
 12.
 13.
 14.
 15.
16.
 17.

Antoni Gaudi'li bir dipnot!

  Bildiğiniz gibi Barselona'nın en ünlü katedral ive mimarisi olan Sagrada Familia, Casa Batllo, Casa Mila, Parc Güell ve birçok ünlü mimari eserlerin yaratıcısıdır. Ancak bilinmeyen çok özelliği var Gaudi'nin. İlk eserlerinin Raial bölgesindeki sokak lambaları olduğunu bilen çok azdır mesela. Bu meydana yemek yemek, sangria içmek için gidip de sokak lambalarını fark eden ve merak eden yok gibi.
  Güell ailesi Barselona'nın en zenginlerinden. Gaudi'yle Güell ailesini oğlunun yolu kesişiyor ve ahbaplık kuruyorlar. Güell Gaudi'nin ihtiyacı olan desteği ve finansı kendisine sağlamayı bunun karşılığında da eserler ortaya çıkarmasını öneriyor. Bu tabi ki Gaudi'nin istediği bir şey çünkü okul hayatında istediği yönde ilerleyemeyen Gaudi'nin mimari hayatını destekleyen tek bir kişi bile yok maalesef hayatında. Bunun sonucunda da Barselona'nın şu anki mimari ününün ilk temellerini atıyor. Casa Vicens , Güell ailesinin oğluna yaptığı ilk mimari olan saray, Sagrada Família’nın mahzeni , Palau Güell,  Piskopos Sarayı gibi birçok önemli eser yapmakla başlıyor kariyerine.
  Gaudi hayatının dönüm noktası olarak tanımladığı Katolik olma yolunda hızla ilerlerken kendini tamamen maneviyata adıyor ve Sagrada Familia'nın her bir köşesini kendi yapmaya karar veriyor. Dış cephesine kendi karar veriyor. Bodrum katına, yüksekliğine, her bir cephesine tek tek tasarımlar oluşturuyor. Büyük bir hevesle çalışmasına devam ederken hayatındaki trajediler peşpeşe gelmeye başlıyor. Ölümler, yıkıntılar ve ülke genelindeki ekonomik kriz yavaşlatıyor Gaudi'yi. Ancak en önemlisi de Güell oğlunun ölümü Gaudi'yi derinden sarsıyor.
  Bu olaylardan sonra büyük bir bunalıma giriyor Gaudi ancak hayatındaki en önemli hedefi olan Sagrada Familia'nın inşaasını hızlandırıyor. Bitiminin ardından sergilenmesine günler kala vefat ediyor.
  Antoni Gaudi için hep "ucube" lakabı kullanılmış geçmişte. Özellikle Casa Batllo'nun ilk yapımına başladığında yıkım tehditleriyle karşılaşmış. Çünkü etrafındaki evlerin sıradanlığı ve küçüklüğü karşısında o yıllara nispeten uzun kalan ve oldukça süslü olan Casa Batllo mimarisine alışık olmayan halk Gaudi'yi cadı olmakla bile suçlamış.

 Gaudi'nin hayatı sıradan bir mimarın hayatından oldukça farklı ve trajik. Çünkü bu kadar değişik yıkımlar ve kabulleniş sonrası eserlerini yüzyıllar sonra Dünyanın her yerinden insanlar geliyor. Bugün bizim Barselona'yı kuşbakışı çekimlerinden hatırladığımız o düzenli kuruluşunun mimarisi de Gaudi'dir. Hala yapılan müzeler ve üniversiteler Gaudi'nin fikrinden esinlenilir.

  Barselona'yı sırf mimarisi için gidip görün derim. Dikkat! Başınız hep yukarda yürüyün.

1 Eylül 2018 Cumartesi

Barselona’da 21 gün | Dil okulu, Erasmus buluşması ve fazlası!


  Hola! Tüm sene sınavdı mezuniyetiydi derken hiç tatilsiz bol stresli geçirdikten sonra 19 günlük bir tatil hem de Barselona’da!
  Peki neden gittim?
  Birçoğumuzun bildiği gibi edumag.net yazarlarındanım. Sene içinde dil okulu ödüllü bir içerik yarışmasından kazandığım 2 haftalık hızlandırılmış İspanyolca kursu için Barselona’ya gittim. Kpss’nin son etabından 2 gün sonra düştüm yollara.
  İlk 3 günümü Erasmus arkadaşlarımla -Reunion – geçirdim. İsviçre’den ve İrlanda’dan en yakın arkadaşlrım geldi. Okulun başlamasına 4 gün kala beraber gezdik , hostelde kaldık. Hostelin konumu vs için ayrıca bir detay veririm.
  3 gün içinde daha önce Barselona’ya gittiğimde gidemediğim Parc Güell’e gittim yemediğim tapası yedim. Tapas cennetine düştük. Bu yediğim içtiğim kısım daha detaylı olsun diye ayrı bir post yazmayı düşünüyorum. Sangria, cava vs hepsinden bahsetmeli güzel bir yazı olsun.
  Dil okulundan biraz bahsedecek olursak eğer Kingsbrook Idiomas isimli dil okuluna gittim. 2 haftalık “intense” yani yoğun kurs olarak geçen bir kurstu benim aldığım. Her pazartesi başlıyor bu kurs. Her pazartesi 2 haftalık kursun başlangıcı olmamasına rağmen bir şekilde yeni bir sınıf açılıyor ve en başından olması gereken yerden başlıyorsunuz. Seviye tespit sınavını gitmeden yapabilirsiniz. Buna göre sınıflara yerleştiriliyoruz. Seviyeler biraz değişik işliyor okulda. Sadece İspanyolca için yaptıkları bir sistem var. Bu sistem şöyle;
-A1 ve A2 arasında 4 ayrı alt seviye var. A1.1 – A1.2- A1.3 – A1.4 şeklinde.
-A2 ve B1 arasında ise 2 alt seviye var. A2.1-A2.2 şeklinde.
  Bu bu şekilde seviyelere arasında ulaşılmak istenen hedefe göre değişiklik gösteriyor. Bunun sonucunda da sertifikanızda alt seviyeniz de yazıyor.
  Eğer seviye atlamak isterseniz bunu söylemeniz gerekiyor .Bu adımda eğer çok büyük bir farklılık yoksa sizi hemen diğer gün diğer alt seviyeden başlatıyorlar. Ama yetersiz görürlerse ki buna ders giren hoca karar veriyor siz aynı seviyede kalmaya devam ediyorsunuz.
  

  Benim seviyem gittiğimde A1.2’ydi. 2 hafta sonunda da A1.2 sertifikamı alarak geri döndüm. Ben gitmeden online kurslardan, dizilerden , kitaplardan falan öğrenmeye çalışmıştım.Ancak birebir derslerde gördüğüm kadarıyla bunun en iyi yolu öğretmenle öğrenmek ve İspanya’da öğrenmekmiş. Çünkü aplikasyonların size dili öğretme şekli gerçekten robotik. Eğer başlangıcınızı bu online aplikasyonlardan yapacaksanız ben yapmayın derim. Önce bir kurstan veya online videolu derslerden başlayın ve daha sonra alıştırma kısmında bu uygulamaları kullanın derim. Çünkü aksi olunca size başka şekilde dil sunuluyor.
  Okulda seviyeye göre kitap ve dosya veriliyor. Ayrıca her derste de içeriğe bağlı olarak sayısı değişen alıştırma fotokopileri veriliyor. Bu benim en çok sevdiğim şeylerden biriydi. Çünkü size sadece kitaba bağlı kalmayı değil uygulamalı olarak aktif bir kurs veriyorlar. Ayrıca ders sonunda her gün birer saat de konuşma sınıfları var. Bu sınıflardaki herkes sizin seviyenizde. Bu da aynı şeyleri konuşma imkanı sunuyor size
  Aslında İspanya’yı anavatanında öğrenmek en mantıklısı. Çünkü bir İngilizce değil ki kendi ülkemizde profesyonel eğitimini alabilelim. Bilen ve konuşan yok gibi. Ama eğer dili konuşmaya maruz kalırsanız asıl o zaman öğrenirsiniz. Bunun için de derste İngilizceleri über iyi olan hocalar girmesine rağmen asla sizinle İngilizce konuşmuyorlar. Sadece İspanyolca ve beden dillerini kullanarak size dili tamamen empoze ediyorlar. Bu harika bir şey öğrenebilmek için.
  Konaklama kısmına gelirsek bu da okula dahil olan bir hizmetti. Her gidenin başındaki en büyük sorun bu. Bazı dil okulları bu konuda hizmet sağlamıyor. Ancak Kingsbrook çok kapsamlı bir okul olma avantajını kullanmış ve tüm şehrin her yerinde ev imkanı sunuyor. Benim kaldığım ev 3 odalı bir apartman dairesiydi. 3 odanın 3ünde de farklı kişiler kalıyordu. Herkes okuldan ama farklı. Benim yan odamda Güney Afrikalı bir öğrenci vardı okula 1 senelik gelen. Benden sonra benim yerime diğer 2 haftalık bir öğrenci geliyormuş. Bu şekilde bir düzen oturmuş durumda.
  Okulda 10dan fazla dil eğitimi var. Bu da çok iyi bir avantaj ki her ülkeden birilerini tanıma fırsatınız var. Sınıfınızda da her uyruktan insan olabilir. Bu da bir avantaj ama ben başlangıç seviyesindeydim ve sınıfımda ben hariç herkes Japon’du. Bu benim için farklı bir deneyim oldu çünkü daha önce Japon kimseyi tanımamıştım mesela.
 Dahası birçok şeyi aynı anda yaşayabileceğiniz bir deneyim. Hem bütçenizi çok sarsmayacak hem de yazınızı değerlendirebileceğiniz hem öğrenip hem eğlenebileceğiniz en iyi seçenek bu.2 haftalık diye düşününce bir işe yaramaz diye düşünen çok. Etrafımda da vardı hatta kursta bile. Ama dile sıfırdan başlayıp önce sağlam bir zemin oluşturmak adına çok iyi fırsat.
  “E 2 hafta gidiyosun bari iş bulsaydın da zengin olurdun!” ??????????? 2 hafta diye bakınca insanlara bomboş geçen 2 hafta gibi geliyorsa eğer o başka. Ama sabah 10’da başlayan ve 15’e kadar süren bir dil kursu zaten geri kalan günde de gezmek tozmak istersiniz. Benim 2.gidişimdi Barselona’ya yine de gezmeye tabi ki doyamadım. 10. Gidişim de olsa doymam bence.Ayrıca iş aramak isteyen de olur tabi. Bunun için de Kingbrook size seçenekler sunuyor. Sadece gidip danışmanız gerekiyor.
  Bilen bilir Barselona’ya olan aşkımı. Diğer hiçbir şehre ya da ülkeye böylesine hayran kalmamıştım. Diğer yandan gerçekten 10 sene kalsanız da yetmeyecek bir şehir burası. Her yönüyle kendine aşık eder.
  Dil kursunun süresi,parası,yeterliliği bir yana herhangi bir dil kursu düşünüyorsanız 1 sene öncesinden mutlaka online başvuru yapın. Çünkü uçak bileti misali zaman yaklaştıkça kontenjana bağlı olarak fiyat artıyor. Bunlar için siteyi ziyaret ederek fiyat bilgisine ulaşabilirsiniz.
 Okul bitiminde bir sertifikanız oluyor evet. Eğer seviye atlamadıysanız sınavsız bir sertifikaya sahip olabiliyorsunuz. Ayrıca okuldan memnun kalıp kalmadığınızla alakalı, konaklama, ilgi / alaka, ulaşım, Barselona hakkında da bir anket dolduruyosunuz. Hatta o kadar dikkate alıyorlar ki hala özür mesajları alıyorum okuldan memnun kalmadığım kısımlarla ilgili.



Okulun bir terası.

  Okulun yapısından biraz bahsetmek istiyorum. Bir rezidansın ilk katında. Ufacık görünüyor ama cidden küçük. Okulun içinde ufak bir teras var o kadar güzel dekore edilmiş ki ağaçlar , çiçekler , koltuklar inanılmaz güzel. Ayrıca mikrodalga fırın, çay/ kahve , zeytinyağı, sıcak çikolata ücretsiz ve sınırsız kullanıma açık. Okulda her Cuma meyve günü yapılıyor. Okulun içinde onlarca bilgisayar var ki her kullanıma açık. Yani kullanım da sınırsız. Okulda eğer işiniz bittiyse de oturup hizmetlerden faydalanabiliyorsunuz. Bu arada eğer herhangi bir etkinlik varsa şehir genelinde örneğin, Flamenko dans gösterisi, tiyatro, müzeye giriş, Camp Nou’ya giriş ve çok daha fazlası için indirim kuponları sınırsız.
  Ben okulu gönül rahatlığıyla öneririm. Her açıdan size istediğiniz doyumu sağlıyor. Türkleri çok seviyorlar hatta sürekli Türk yemekleriyle ilgili ya da Türkiye’nin geneliyle ilgili bir sürü muhabbet dönüyor okulda.
  Detaylı bilgi için websitesini ziyaret etmelisiniz. Belirtmeliyim ki illa İspanyolca olmasa da başka dilleri de bu okulda oldukça profesyonel bir şekilde öğrenebilirsiniz. Eğer Barselona’ya aşıksanız çok iyi bir fırsat.
  Sorularınız için ya da aklınızda kalanlar için bana e-mail/instagram yoluyla ulaşabilirsiniz.
Barcelona'da dil okulu hakkında diğer bilgiler için tıklayın.
Kingsbrook Idiomas: http://www.kingsbrookbcn.com/