1 Aralık 2017 Cuma

Yurt dışına çıktığınızda alışma sürecinde işinize yarayacak ipuçları!

1. Yemekleri tek seferde çok yemeyin. Daha zaman var!

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnDWNrxCqgp354WLWJCJ_HTu5RZAcxU766lbmN4Oe4vBH4cHvnYvVJcc2OxfW6brIRT38xE-mL4PbUIBxvMWd7xMw56UXt3W8xYioUWPl44iHwmOTfF7pHw-Y02BRbtWrHP6puskczoh4/s320/eatchair.jpg



  Malum İtalyan mutfağı, Çin mutfağı, Fransız mutfağı derken hepimiz farklı lezzetleri denemek için can atıyoruz. Ne kadar lezzetli olsalar da kullandıkları yağın bile farklı olması havayla beraber bize mide rahatsızlıkları baş ağrıları olarak dönebiliyor. İçtiğimiz suyun bile günlerce yataktan çıkaramayacak duruma getirmesi olası. Bunun için tedbir almak gerekir. Türkiye'den götüreceğiniz mide hapının bu gibi durumlarda size çok yararı olacağından emin olabilirsiniz. Bir de yeni şeyler denemenin verdiği heyecanla kaptırıp gidebiliyoruz bazen. Kesinlikle destekliyorum. Her aldığınız makarna bile aynı olmamalı. İnanın ordan burdan duyduğunuzdan çok daha fazlasını yaşayacaksınız ve göreceksiniz. Yani gittiğiniz ülkenin nesi meşhur diye Google'da aradığınızda milyonlarca sonuç da çıksa o markete girdiğinizde gittiğiniz yere özgü onlarca şey göreceksiniz. Bunun için her an yeni yiyecekler deneyin. Ama karıştırmadan yiyin. 
  
  Alışma sürecinde bir dur diyin vücudunuza. Benim ilk günlerim mide ağrılarıyla geçti ki bir süre su bile içememiştim. Suyu dışardan içmiştim Belçika'ya ilk gittiğimde yani şişeden satın almıştım her seferinde. Yine de alışkın olmadığım için tepki verdi tabi vücudum.
  İlk günlerde bir de yurt dışında olmanın heyecanıyla alkole çok koşmamak gerek. Çok ucuz tabi o parayı alkole veresiniz var normal ama en basitinden biraları bile çok farklı olduğu için midenize birden yüklenmeyin. Hele bir de soğuksa gittiğiniz yer benim yaşadığımı yaşayabilirsiniz. Ocak ayında gitmiştim ve gittiğimde Belçika soğuk kere soğuktu. Mideye vurur affetmez.

2. Yeni çıkan sivilceler ve kilo alma değişimine hazırlıklı olun.


Herkes bu sorunu yaşamasa da çevremden gördüğüm kadarıyla hangi ülke olursa olsun yurtdışına çıktığınızda sivilceleriniz sizi hiç yalnız bırakmayacak. Bunun için aslında bir önlem ya da tedbir yok. Taktik maktik yok... Neyse... Yine de demem o ki " Ben bir şey yemiyorum, nasıl kilo aldım yea?" diye hiç düşünmeyin diye söyleyeyim dedim. Yediğiniz salata dahi olsa yeme düzeninizin bozulduğunu unutmayın. Tabi vücudunuzda bir şekilde tepki verecektir. Özellikle uzun süreli kalanların daha çok karşılaştığı bu durumda, makarna ve ekmek gibi bütçe dostu karın doyurucu yemeklere yönelmenin sonucu yol ve elektrik olarak geri dönüyor.

3. Arkadaş edinemem korkusuyla gitmeyin.

Bu korku hepimizde var eminim ki. Ancak eğer ki arkadaş edinemediniz, bunun sebebi sizin korkularınız olabilir. Arkadaş edinebileceğiniz bir ortamdayken yabancı dillerini konuşamamaktan, kültür farklılığı olabilir düşüncesinden kurtulun. Çünkü arkadaş edinmek o kadar materyalist bir şey değil bunu göreceksinizdir. Yani yerli bir halkın içine de karışsanız gideceğiniz ülkenin olağanüstü bir durum olmadığı sürece turistlere ve yurt dışından gelenler çok misafirperver olduğunu göreceksinizdir. Bu süreçte kültür farklılığın aslında bir engel değil bir bağ olduğunu da anlarsınız. Sizin gibi olduklarını düşünün ve empati kurarak oluşturun bu bağı. Bazen köprü oluşturmak için çekiniyoruz ki ben bu hataya düşmüştüm. Erasmus için Belçika'ya gittiğimde bir hafta kadar geç gitmiştim ve çok tereddütle yaklaştım herkese. Zaten ben gitmeden kaynaşmışlardır diye düşünmüştüm. Ama aynı şeyi ben yapmazdım diye yakınlaştım ve inanılmaz güzel arkadaşlıklarım oldu. Hala yıllardır tanıyormuşum gibi konuştuğum ve iletişimde olduğum arkadaşlarım var. İnanın çok güçlü bir ilişki kuracaksınız.

4. Akıllı telefonunuz akıllı kısmını kullanmalısınız. Yani sosyal medya zaten delilerce aktif olacak bu dönemde Instagram postlarını şimdiden görebiliyorum da bir de öyle güzel uygulamalar var ki size sanki gittiğiniz ülkeyi senelerdir biliyormuşsunuz gibi hissettirecek.

  Akıllı telefonlara hepimizi sahibiz ve sadece sosyal medya veya eğlence amaçlı kullanmak yerine, bazı uygulamaların bizim yurt dışı seyahatlerinde ne kadar işimize yarayacağını keşfetmeliyiz. Artık hepimiz offline harita uygulamalarından haberdarız. Bunun yanında dil problemi çektiğini düşünenler için tureng, google translate gibi dili indirdikten sonra internete ihtiyaç olmadan sözlük özelliğini kullanabileceğimiz uygulamalar var. Hava durumu, döviz kurlarını otomatik çevirici, ucuza bilet bulmanıza yarayan uçak ve otobüs firmalarının uygulamaları gibi birçok akıllı telefon aplikasyonları hayatınızı kurtarabilir. Ya da wi-fi ağlarını ve şifrelerini gösteren uygulamalar da mevcut. Bunlardan birkaçını bu yazının altına bırakırım efenim. Benim işime özellikle yurt dışı gezilerimde yarayan couchsurfing.com yaradı ki bunun akıllı telefonlarla alakası yok biliyorum. Teknolojik işte. Couchsurfing'i bilmeyen kaldı mı bilmiyorum ama detaylı bilgi için gezginsozluk'e alalım bilmeyenleri. Bunun yanında airbnb , hostelworld , booking.com , ryanair , skyscanner da klasikler arasındadır tabi.

Cep telefonunuz için uygulamalar;


1.Instabridge - wifi uygulaması
2.Döviz.com
3.maps.me
4.Angkor Wat Tour Guide & Offline map
5.City Guides Offline
6.Air Radar : flight tracker
7.mytaxi 
8.flixbus
9.ouibus
10.couchsurfing travel app
11.GuidePal
5. İlk günlerde sandviç ve krakerler en yakın arkadaşınız olabilir.

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7HaHOtm7HFZsWuNnJk2MyHDig56aeOq3vLUnngGHYQ6jPpSWuv3kpM0hnSqxRN2dr22TW4t7ZRqJFikis8xxBnrmcskerubujNNsObNpt8MUQgF5lUjH1JFq0lzKMs-FVkGx5xPKuCWI/s320/noodle-sandwiches.jpg

Fotoğraf tam bir öğrenci sandviçi diyenler.

  Herhangi bir yerden bulunur alınır dediğinizi duyar gibiyim. Ancak Avrupa'ya ilk çıktığınız günlerde marketlerin ve yiyecek satan mağazaların yerini öğrenmeniz zaman alacağından hava alanında alacağınız bir krakerin ne kadar kutsal bir şey olduğunu bu zamanlarda anlamanız mümkün. Bu yüzden çok ağırlık yapmayacak şekilde bir tuzlu krakerin bavulunuzda Türkiye'den çıkmadan önce bulunması iyi bir fikir olabilir.

6. İlk gittiğinizde uzun süre kahrını çekeceğiniz karın ağrılarınız için bir kutu hap.Böyle de basit ve dümdüz. İçtiğimiz sudan yediğimiz ekmeğe kadar her şey değiştiği gibi iklimin değişmesi vücudunuzun tepki vermesine sebep olabilir. Özellikle tren yolculuğuyla veya uçak olsa bile 3-4 saati geçen yolculuk sonrası vücudunuz aniden değişime girmesinin sonuçları olacaktır. Bunun için Türkiye'den giderken bildiğiniz ve genel işe yarayan ilaçları yanınızdan eksik etmeyin. Örneğin ; baş ağrıları için genel olarak çoğumuzun bildiği klasik ilaçlar vardır mutlaka atın valizinize. Aynı şeyi mide ağrılarınız , mide rahatsızlıklarınız için çözüm olacak ilaçlar için de yapın. Annelerimizin ilk olarak çözüm olarak sunduğu mide ilaçlarından bir tanesi yanınızda olsun. Alkol zamanıyla eş olmadığı sürece ilk hafta alacağınız ilaçlar ortama alışmanızda büyük etkili olacaktır. Bir de ilaçları eğer yanınıza alamadıysanız da otlar ve çayları Avrupa'nın her yerinde bulabilirisiniz. En basitinden kekik alıp sıcak suya attığınızda bile kısıtlı olan zamanınızı zehir etmemiş olacaksınız. Benim işime de papatya çayı yaramıştı. Ne alaka di mi? Belçika Belçika olalı ilk papatya çayını bende görmüştü.

7. Kültür farklılıklarını görmezden gelin ve yeni kültürü kabul edin.

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNeLS8ANmiEvRZ0ngITznlUbsTMjIgRyZscWBiOsJJEq2C9WCL_hEemU-2gDCd3ncmGNHNTGy_thFC2kpnvl-dSV5_43JqdDXDt106t9GdUI2u0SvtCdoZJN6iHqiNTvp3-CQNQms0Q8w/s320/british-food-full-english-breakfast.jpg
Fotoğraf meşhur İngiliz kahvaltısı. Bir de sütlü çay.

Ne kadar süre kalacağınız önemli değil. Sadece birkaç saat için bile olsa gittiğiniz yerin özelliklerine göre yaşamayı kabul edin. Çünkü kıyaslamayı ne kadar sevsek de Türk halkı olarak , yarışmaktan hoşlansak da her açısıyla farklı bir yerdesiniz artık. Bunun için eğer farkındalık yaratabilirseniz , alışma ve kabullenme sürecini çabuk atlatırsınız. Mesela İngilizlerin sütlü çayını neden eleştiresiniz ki? İspanyolların gece 21-22 gibi akşam yemeği yemelerini , Fransızların sürekli şarap içme isteklerini , İtalyanların çok konuşmaları ve jestlerini her an kullanmalarını , Çinlilerin yemek yerken bir orkestra gibi sesler çıkarmasını , Japonların gece 21 gibi uyumalarını , İrlandalıların aşırı hareketli dans figürlerini neden kabullenmeyelim ki? Di mi?

8. Zevkinizi ve isteklerinizi ön plana koyun.
https://anetteblogzamazingo.files.wordpress.com/2015/04/11134084_10153160667133433_7882316492845780811_o1.jpg

Aman ha!


  Ne amaçla gitmiş olursanız olun harika bir şey yaptınız ve çıktınız yurt dışına. Şimdi hayalleri gerçekleştirme zamanı. İstediğiniz gibi özgürsünüz sınırınız yok. Alışkanlıklarınızı bir kenara koyup isteklerinizin şekillendirdiği yeni alışkanlıklar kazanın. Bunun için de gittiğiniz yerin kültürünü , sporlarını , yaşam şekillerini iyice gözlemleyin. Kendinize uygun bakış açıları yakalayın. Sonrasında hem yeni yaşama bakış açısı kazanıp hem de olumsuz baktığınız şeylere olumlu tutum sergilemeye başlarsınız. Bakış açılarını kazanmak sizi evrensel bir insan yapacak. Ön yargısız ve dışa dönük olacaksınız. " Ben asla şunu yapmam!" dediklerinizi yapın. Ama isteyerek!
Yani kısacası alışmaya çalışın ve değişmek için çabalayın. Unutmayın her açıdan farklı bir ortamdasınız illa ki değişiklikler karşınıza çıkacak. Bunun için zevk alın ve kendinizi güdüleyin!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder