De Haan / Brugge Instagram/alafrangatik |
Günaydın 💥 Her şeyden önce bugünün geri dönüşüm poşetlerini kapının önüne koyma günü olup olmadığını kontrol ettiniz. Mavi poşetlerin yani tamamen geri dönüştürülebilir olan atıkların poşetini haftada iki kez yaptığınız gibi biriktirdiniz ve kapının önüne koydunuz.
Sabah muhtemelen kapalı bir havaya
uyanırdınız. Pencerenizi açar dışarıda köpeklerini gezdirenlere🐾, eve,okula ya
da işe bisikletle gidenlere, yayalara yol vermek için herhangi bir yerde duran
otomobillere ve yaşayan insan nüfusundan çok bisikletlerle güne başladınız.
Kahvaltınız sadece 2 çeşit olacaktır maalesef. Kruvasan+kahve , corn flakes ya da kendine dikkat eden ve sağlıklı
yaşamayı seçen sıradan bir Belçika vatandaşı gibi yulaf ezmesi -yoğurt ile- + sade kahve.🍵
Bunun ardına tuvalete
gittiniz ve asla el yüz yıkamadınız çünkü öyle bir alışkanlığınız yok.
Tuvaletinizi yaptınız ve
hop terk ettiniz tuvaleti ( peçete ve taharet musluğu mu? o da ne siz
Belçika'da yaşıyorsunuz)!
Eğer çalışıyorsanız koşarak
işe gittiniz yani koşarak değil bisikletle. Çünkü işinizi ve bu hayatı çok
seviyorsunuz aşırı işinize bağlısınız. İngilizce, Felemenkçe , Fransızca ve
büyük çoğunlukla Almanca'yı da biliyorsunuz. Hatta üniversiteye gitmeden bu
dillere hakim oldunuz çünkü eğitim sisteminiz çok güzel. 👸
Bisikletinizi sürerek işe
gittiniz , işinizin gerektirdiğinden çok daha fazla efor sarf ettiniz ve 17'de
işten çıktınız. Süpermarketlerden birine girdiniz, Bu muhtemel olarak Aldi ya
da Lidl oldu. Evinize yakınsa Del Haize ya da Carrefour. Neyse girdiniz ve
aklınızda akşam yemeğiniz var.
Akşam yemeği yapacaksınız. Makarna yapmak istediniz çünkü sadece 30
cent vereceksiniz makarnaya. Pesto, domates ya da acı soslara da verdiğiniz 45 cent ile bir makarna yapabileceğinizi
düşündünüz. Sonra sebze yemeği yapmak istediniz ama bir karnabaharın -orta
büyüklükte- 4 euro olduğunu görüp
vazgeçtiniz. Ya da biberlerin taneyle satıldığı reyona gidip tek bir bibere 1
euro , bir salatalığa 2 Euro vermekten vazgeçtiniz. Neyse doğranmış sebze alın
en iyisi paketlenmiş ve ucuz.
1 Euro'ya karışık marul ve yeşillik paketi aldınız. Yanına bir
dondurulmuş balık almak isterseniz 5 Euro küçük bir balığa ödeyecektiniz ya da
domuz etine yarım kilosu için sadece 3 Euro ödeyecektiniz. Eee.. Tabi ki domuz
eti aldınız.
Akşam yemeği ve de Avrupa
yani et varsa yanına şarap ya da bira alacaksınız. 33 Cent'e kutu bira ya da 1 Euro'ya orta güzellikte bir şişe şarap
aldınız. Ekmek reyonuna geldiniz.
Cevizli , tam tahıllı, doğranmış , sütlü, yulaflı, glutensiz ve bir
sürü çeşit ekmek gördünüz. Kararsız kalmadınız çünkü orada kocamaan bir ekmek
sadece 1,5 Euro duruyorken onu aldınız.
Belçika'da yemek sonrası
yenecek meyveler veya tatlılar alınırken çikolata bölümünde düşünülmez. Ya Cote
Do'r alırsınız , milka ya da praline alırsınız. Bunun yanında cips reyonundan
da 50-60 Cent'e çeşitli cipsler aldınız ve meyve sebze reyonuna gittiniz.
Bir kilo elmanın 2 Euro
olduğunu görünce hemmen aldınız çünkü armut, portakal, ananas, kavun , çilek
gibi sevdiğiniz meyvelerin ortalama fiyatlardan yüksek olduğunu görüp
düşünmediniz bile. He bir de muz tabi ucuz, aldınız.
Sabah kahvaltıya da farklı
bir peynir türü alayım derken çeşitlerin arasında kayboldunuz. Cevizli incirli,
eriyen cheddar, Brie, kaşarlar, yıllanmış tuzlu peynirler, sürülebilir otlu ve
acılı peynirler, dili sandviç peynirleri derke gözünüz yoruldu vazgeçtiniz.
Sabaha yoğurt alın çünkü siz Belçikalısınız ve yulaf yiyeceksiniz. Sabah
kaçamak yapmak istediniz ve şekerli yoğurt aldınız. Ya da yaban mersinli ya da
ananaslı ya da hindistan cevizi sütünden.. Of bu da zor iş!
Hah su alacaksınız.
Ama acaba gazlı su mu
aldığınız yoksa normal su mu?
Çünkü ikisinin arasında
görünen tek fark şişenin kapak rengi. Üstünde sparkling yazmıyor. Siz de
dışarıdan göremiyorsunuz. Neyse şans eseri aldınız. 2 lt suya 70 Cent ödediniz.
Coca-Cola alın da evde
dursun. 6'lı kutu kolaya 4 Euro ödediniz maalesef.
Sabununuz bittiyse 1 euro ,
diş macununuz bittiyse 1 Euro hatta deodorantınız bittiyse de 1 Euro ödeyip
hemen yenilersiniz n'olacak?
Çıkarken de yumurta , süt alayım de evde kalsın diye düşündünüz.
12'li yumurta 3Euro ve sütün kutusu da 2 Euro aldınız ve kasaya ilerlediniz.
Kasada tabi poşetinizin olmadığını fark ettiniz. Her poşet 20 cent
ödeyin ödeyebildiğiniz kadar.
Çıkarken de iyi akşamlar
dediniz ve teşekkür ettiniz çünkü unutmazsınız ve her zaman
gülümsersiniz.
Ama şimdi bu kadar markette
oyalandıktan sonra baktınız saat 18.
Soğuk bir kış günüyse her yer kapalı. Dükkanlar, marketler,
alışveriş yapılacak mağazalar, postane, bankalar, pizzacı... Hatta çikolata
dükkanı ve waffle dükkanları bile kapalı. Yapacak bir şey yok eve gittiniz.
Yemek pişirdiniz ve sadece çok küçük bir porsiyonla doydunuz. Asla
televizyon izlemezsiniz sadece yarınki günü planlarsınız. Akşam 22 gibi de
uyursunuz.
Uyumadan önce de nasıl güzel bir yerde yaşadığınızı , yeşillerin bol olduğu ve tek kusurunun havanın kötü olması gibi güzel şeyler düşünürsünüz. Evlerin tek katlı ya da en fazla iki katlı olmasının verdiği çevre güzelliği... Geri dönüşümün ülke genelinde bir kültür haline gelmesini düşünüp farkındalığınızı artırırsınız. Çok kitap okursunuz ve birbirinize karşı hep saygılısınız. Yerlere çöp atmaz birine karşı asla sesinizi yükseltmezsiniz.
Gününüz bu kadar bol
alışverişli az sosyalleşmeli. Günün güzel olduğu bir Belçika gününde görüşürüz! 💫
yaşıyosun şu hayatı yemin ediyorum. anlattıklarını bizzat belçikada yaşadığını düşününce içim dışım kıskançlık oldu. belki ben de bir letonya günlüğünde benzer şeyleri yaşarım diyorum ama işte hayat her zaman çiçek gibi açmıyor, tam aksine bizi çiçek gibi koparıyor. tadını çıkarın avrupanın
YanıtlaSilUmarım yaşarsın :) Türkiye'deyim şu an karşılaştırmak istemem ama gerçekten çok farklı hayatlar , hedefin neyse ona hizmet eden yerde yaşamak gerek :)
SilBöyle bir yaşantı yaşamam nasip olur inşallah. :D
YanıtlaSil:)
Sil